Türkiye’nin endüstriyel üretim gücü özellikle 1990’lı yıllardan sonra başka bir boyut kazandı. Yalnızca üreten ve global markaların endüstriyel ve teknoloji odaklı ürünlerini kullanan bir ülke olmanın ötesine geçti. Hem teknoloji geliştiren hem de mevcut teknolojinin gelişimine katkı sağlayan başarı hikayelerimiz oldu. 1998 yılında kurulan HKTM bu başarı hikayelerinin önemli aktörlerinden biri. HKTM’nin bu yolculuğunu Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Cankurt ile detaylandırdık.
‘İyi Mühendislik’ sloganı ile HKTM, klasik anlamda bilinen sistem entegratörlüğü kavramını çok başka noktalara taşıdı. HKTM’yi nasıl konumlandırıyorsunuz?
HKTM olarak, “İyi Mühendislik” anlayışını bilimsel ilkelerle uyumlu, kalıcı ve sürdürülebilir, marifet üreten, karşılıklı iletişimi önemseyen, bilgi ve deneyim paylaşımına açık, ayrımcılığı engelleyen, çevre ve iş güvenliği odaklı bir sağlam etik tavra sahip olmak olarak tanımlıyoruz.
Projelerimizde bilimsel prensipleri ve en iyi uygulamaları temel alıyoruz. Bu sayede kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretebiliyoruz. Dünyada endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olmak en önemli hedeflerimizden biri ve bu hedefe ulaşmak için sürekli olarak üretimimize ve geliştirmelerimize devam ediyoruz. Müşteri odaklı yaklaşımımızla, sektörde öncü bir konumda olmayı ve çözüm ortağı olarak tercih edilmeyi hedefliyoruz.
Kuruluş amacımızın hareketi anlamak, geliştirmek, yönlendirmek ve doğasından ilham alarak hareketi kontrol altına almaya çalışmak olduğunu unutmadan bu doğrultuda, mühendislik altyapımızı kullanarak, kendi alanında uzmanlaşmış partner firmalarla iş birliği yaparak güçlü bir sinerji oluşturuyoruz. Bu sayede farklı hareket ve kontrol teknolojileri üzerinde uzmanlaşıp örnek alınacak çok yönlü mühendislik çözümleri üretebiliyoruz. Amacımız, dünyada endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olmak ve müşterilerimize en iyi çözümleri sunmaktır.
Bugün pek çok sektörde sınırları zorlayan mühendislik projeleri gerçekleştiren, kendi Ar-Ge merkezi olan ve teknoloji geliştiren bir marka oldunuz. Bu başarının kilometre taşları nelerdir?
Bu soruya klasik olarak firmamızın kronolojik gelişmesinden bahsederek cevap vermek yerine, firmamızı üzerine inşa ettiğimiz değerlerden bahsetmek istiyorum. Bunun sebebi, doğayı, çevreyi, teknolojiyi ve insanı odak noktasına yerleştiren bir şirket olarak, “iyi mühendislik” mottosuyla çeyrek asırdır süren yolculuğumuzda değerlerimizin her birinin aslında bu başarının kilometre taşlarını oluşturduğuna inanmamızdır.
Her şeyden önce doğa ve çevre odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Projelerimizi geliştirirken çevresel etkileri en aza indirmeye ve sürdürülebilir çözümler sunmaya büyük önem veriyoruz. Bu değerimiz, çevreye duyarlı projelerin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım olarak görülmektedir.
Teknoloji ise her zaman firmamızın temel taşlarından biri olmuştur. Sürekli olarak teknolojik gelişmeleri takip ediyor ve projelerimize en son yenilikleri entegre etmek için çabalıyoruz. Bu sayede müşterilerimize daha verimli, güvenilir ve ileri teknolojiye sahip çözümler sunabiliyoruz.
İnsan odaklı bir yaklaşım, işimizin merkezinde yer alıyor. Müşterilerimizle güçlü ilişkiler kuruyor, ihtiyaçlarını anlamak için aktif bir iletişimi daima sürdürüyoruz. Ayrıca, çalışanlarımızın yeteneklerini geliştirmek ve onları desteklemek için sürekli bir eğitim ve gelişim programı yürütüyoruz. Yaptığımız projelerde “iyi mühendislik” yaklaşımı bize öncülük ederken “duyarlı firma” olmaya ve “bilinçli çalışanlar” için uğraşmaya devam ediyoruz. İnsan kaynaklarına yatırım yapmamız, firmamızın büyümesi ve başarısı için kritik bir faktör.
Bu değerlerimiz, bizim için önemli kilometre taşlarını oluşturuyor. Doğayı, çevreyi, teknolojiyi ve insanı ön planda tutarak “iyi mühendislik” anlayışını benimseyen bir firma olarak, başarımızı bu değerlerimizin sağladığı güç ve yönlendirme ile inşa ettiğimize inanıyoruz.
Başka hangi alanlarda üretim ve Ar-Ge gerçekleştirmeyi hedefliyorsunuz?
Son birkaç yıldır hareket ve kontrol teknolojileri alanındaki çalışmalarımıza ek olarak, özellikle denizcilik ve gemi sektöründe yenilikçi ve sektöre destek sağlayacak çalışmalara odaklanmayı hedefliyoruz. Ayrıca, çevre bilincinin giderek arttığı gemi sökümü ve geri dönüşümü alanında, geleceğin teknolojilerini içeren robotik sistemler üzerinde özveriyle çalışmaktayız.
Bu doğrultuda, “SAFE, HEALTHY AND ENVIRONMENTAL SHIP RECYCLING” yani “SHE-REC” projemizle önemli bir adım atmış durumdayız. Bu projede, HKTM’nin koordinatörlüğünde dünya çapında 11 farklı ülkeden 16 uzman kurumla iş birliği yapıyoruz. Projenin amacı, geleceğin teknolojilerini içeren robotik sistemler üzerinde çalışarak gemi sökümü ve geri dönüşüm süreçlerini daha güvenli, sağlıklı ve çevre dostu hale getirmektir. SHE-REC projemiz, Horizon Europe HORIZON-CL4-2023-HUMAN-01-02 çağrısı kapsamında gerçekleştirilen ortak bir proje başvurusudur. Bu projede, yenilikçi robotik sistemlerin kullanımıyla gemi sökümü ve geri dönüşüm süreçlerindeki riskleri azaltmayı, atıkları yönetmeyi ve çevresel etkileri en aza indirmeyi hedefliyoruz.
Global pazarlarda büyüme stratejiniz var mı? Örneğin 2050 yılında HKTM’yi nasıl hayal ediyorsunuz?
Elbette global pazarlarda büyümek için stratejilerimiz var ve öncelikli olarak bu stratejileri 2025 ve 2030 hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için takip ediyoruz. HKTM olarak, uluslararası arenada varlığımızı güçlendirmek ve küresel ölçekte bir marka olmak için çeşitli adımlar atıyoruz ve bu adımları atmayı sürdüreceğiz.
İlk olarak, pazar araştırmalarına ve trendlere odaklanarak, dünya genelindeki potansiyel müşterileri ve sektörleri belirliyoruz. Bu sayede, ihtiyaçlara uygun ürün ve çözümler sunarak global pazarda rekabet avantajı sağlayabileceğimize inanıyoruz. Elbette bunu yaparken kendi uzmanlıklarımız ile uyumlu ve bağlantılı alanlarda çalışmalar yürütüyoruz.
İkinci olarak, stratejik ortaklıklar ve iş birlikleri geliştirmek önemli bir önceliklerimizden biri ve bunu hayata geçirmeye çalışıyoruz. Yerel partnerlerle iş birliği yaparak, yerel pazarlara daha kolay erişebileceğimize ve müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlayabileceğimize inanıyoruz. Bunun en güzel örneklerini şu an Kartezyen Robot Sistemleri ve Rotary Aktüatör ürün ailelerimiz için gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalar bizim için geleceğe ışık tutan ve yol gösteren çalışmalar. Aynı zamanda, uluslararası projelerde ortaklarımızla birlikte çalışarak, çeşitli coğrafyalarda bilgi ve deneyim birikimimizi artırmayı amaçlıyoruz.
Üçüncü olarak, Ar-Ge ve inovasyona büyük önem veriyoruz. Teknolojik gelişmeleri takip ederek, sektördeki yeni trendlere hızla uyum sağlayabileceğimize ve yenilikçi ürünler geliştirebileceğimize inanıyoruz. Bu çalışmaların tamamının global pazarda farklılaşmamızı ve rekabet gücümüzü artırmaya yardımcı olacağının bilincindeyiz ve buna uygun şekilde hareket ediyoruz.
2050 yılında HKTM’yi hayal ettiğimizde, dünya genelinde tanınan ve tercih edilen bir marka olmayı hedefliyoruz. Küresel pazarda lider bir konumda yer alarak, hareketin ve kontrolün teknoloji merkezi olarak hedef sektörlerimize yönelik çözümler sunmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda, sürdürülebilirlik ve çevresel bilinç konularında öncü bir rol üstlenmeyi amaçlıyoruz. Teknoloji ve inovasyonun hızla ilerlediği bir dönemde, HKTM olarak geleceğin trendlerine öncülük eden, müşteri odaklı ve global bir şirket olmayı hedefliyoruz.
Endüstri 4.0, dijitalleşme kavramlarının ilk heyecanı azaldı mı sizce? Bu yönde şirketlerin taleplerini nasıl buluyorsunuz?
Endüstri 4.0 ve dijitalleşme kavramları, son 10 yıllık süreci ele aldığımızda iş dünyasında büyük bir heyecan yaratan ve pek çok sektörde dönüşümü hızlandıran kavramlar. İlk olarak bu kavramlar ortaya çıktığında, pek çok şirket potansiyel faydalarını ve rekabet avantajını fark ederek dijital dönüşüm projelerine yöneldiler. Aslında pandemi süreci ile birlikte de bu konuda haksız olmadıkları çok net bir şekilde gördük.
Ancak zamanla, Endüstri 4.0 ve dijitalleşme kavramları daha fazla bilinirlik kazandığından, hatta belki de çok fazla ve hatalı kullanım sebebiyle eskitildiğinden bazı şirketler açısından heyecanın azaldığından bahsedebiliriz. Bunun nedeni, bazı şirketlerin bu dönüşüm sürecinde karşılaştıkları zorluklar veya beklentilerinin gerçekleşme sürecinin istenilenden veya hayal edilenden daha uzun olması olabilir.
Bununla birlikte, genel olarak şirketlerin dijitalleşmeye olan talebinin hala yüksek olduğuna inanıyorum. Teknolojik ilerlemelerin hız kazanmasıyla birlikte, iş süreçlerini optimize etmek, verimliliği artırmak ve rekabet gücünü artırmak için dijital çözümler arayışının devam etmekte olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, pandemi gibi olaylar da dijitalleşme ve otomasyonun önemini vurgulayarak şirketlerin bu yönde taleplerini artırmış gibi görünüyor.
HKTM olarak, müşterilerimizin taleplerini yakından takip ediyor ve onlara uygun dijital çözümler sunmaya odaklanıyoruz. Endüstri 4.0 ve dijitalleşme konularında HKTM ve grup firmaları ile uzmanlaşmış bir ekibe sahibiz ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlamak ve beklentilerini karşılamak için sürekli olarak Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz.
Dijitalleşme süreci her şirket için farklılıklar ve zorluklar içerebiliyor. Ancak, HKTM ve grup firmaları olarak müşterilerimizi dinleyip, süreçlerini inceleyerek, uygun çözümleri sunarak ve dönüşüm sürecinde yanlarında olarak bu zorlukları aşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Şirketlerin dijitalleşmeye olan taleplerinin devam ettiğini gözlemliyoruz ve gelecekte de bu alanda büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz.
Robotik ve otomasyon alanında sektörde kısa sürede kendini kabul ettiren ve 2010 yılında ilk endüstriyel robot projesini hayata geçiren HKTM, 3 kişilik bir ekiple başladığı üretim yolculuğunu bugün 165 kişiden oluşan büyük bir ekiple sürdürüyor. Özellikle iyi müdendislik çalışmalarıyla öne çıkan firmanın geçmişten esinlenerek imal ettiği heykel makinaları da dikkat çekiyor. Firmanın çalışmalarını Ziya Sadıkoğlu ile konuştuk.
Kuruluş sürecinizden bahseder misiniz?
Hidropar Kocaeli Ltd. Şti. adıyla, 3 kişilik bir ekip ile çalışma hayatına başlayan şirketin kuruluş amacı, Bosch Rexroth AŞ firmasının ana bayi olarak faaliyet göstermektir. 2005 yılına kadar Erdemir A.Ş. gibi büyük demir çelik yatırımlarında hidrolik sistemler kurarak etkin rol alan HKTM, kuruluşundan kısa süre sonra hidrolik sistem imalatını kendi bünyesinde yapmaya başladı. Robotik ve otomasyon alanında da kendisini geliştiren HKTM, 2010 yılında ilk Endüstriyel Robotlu projesini hayata geçirdi. Bir yıl sonra da TÜBİTAK desteği ile Delta Robot projesini başarıyla bitirdi. Genel Müdürümüz İlham Çelebi’nin de ortaklığa katılımıyla 2013 yılında, kurumsal yapısını sağlamlaştırmak için Anonim Şirket yapısına geçerek tür değişikliği yaparken yeni ismini HKTM (Hidropar Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi San. ve Tic. A.Ş.) olarak belirledi. Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi (HKTM), 75’i mühendis olmak üzere 165 kişinin çalıştığı hareket kontrol teknolojilerinde hidromekanik sistemler, plastik enjeksiyon robotları ve endüstriyel robotlar kullanarak endüstride özel otomasyon projeleri yapmaktadır.
İyi mühendislik konusunda bilgi alabilir miyiz? Enteresan bir kavram...
HKTM’nin eğitim, fikir geliştirme, projelendirme gibi mühendislik pratikleri içinde olmasının yanı sıra; imalata dönüştürme yeteneğine verdiği değeri “İyi Mühendislik” olarak adlandırıyoruz.
Bu değeri yaşam pratiğimiz ve iş deneyimlerimizle birleştirerek belirli maddelerle somut hale getirdik. Bizim için bu maddeler aynı zamanda iyi bir mühendis olmaya bağlılık yeminini simgeler. Tüm yeni Cezeri’lerin kendilerine yol gösterici olarak kullanması için bizim de bilgimiz çerçevesinde anlatmaya göstermeye çalışıyoruz.
İyi Mühendislik;
Doğa ve canlı refahının bilim ve teknik ilkeler ile artmasını sağlar,
Karşısındakini dinler, oluşan istekleri beklentilerle sınırlı tutmaz,
Bilgi ve deneyimlerini bir şart ya da çıkara bağlı olmaksızın paylaşır,
Bilimsel ilkelerle çelişen çalışmalarda bulunmaz,
Önerileri anlık değildir, kalıcılığı ve sürdürülebilirliği esas alır,
Her türlü ayrımcılığı engeller, eşitlik ilkesini bulunduğu ortamda sağlar,
Geliştirdiği çözümler, çevre ve iş güvenliği esaslarına uygundur,
Konusuna hâkim olduğu için mazeret değil; marifet üretir.
Hangi alanlarda hizmetler veriyorsunuz?
Firmamızın mühendislik altyapısı ile uyumlu, kendi alanında uzmanlaşmış partner firmalara çatı firma olarak, büyük projelerde uzmanlıkları birleştiriyoruz. Farklı hareket ve kontrol teknolojileri üzerinde uzmanlaşıp, örnek alınacak çok yönlü mühendislik çözümleri ile dünyada endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olma hedefiyle üretmeye devam ediyoruz. AR-GE bölümüzde daha önce hayata geçirdiğimiz robot projelerinin yanı sıra, güncel olarak TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’de üretilmeyen hareket kontrol ile ilgili projelerimiz devam ediyor. Projelendirme işlemi, müşterilerimizin taleplerine uygun olarak mühendislerimiz tarafından Avrupa Birliği standartlarında ödün vermeden yapılıyor. İmalat alanımızda; hidromekanik ve elektromekanik özel makinalar, kendi üretimimiz olan aktüatör grubu (Hidrolik silindirler, rotary aktüatörler ve elektromekanik silindirler) ve plastik enjeksiyon kartezyen robotları yer alıyor. Her yıl takriben 300 civarında farklı projeyi sanayiye kazandırıyoruz.
Gemi inşa ve yat sektörüne yönelik olarak ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Açıkçası tüm sektörler bizim için önemli. Zaten ana vizyonumuz da hareket kontrolün olduğu her yerde var olup ihtiyaç olan her yerde tüm disiplinleri uygulayabilecek teknik alt yapıya sahip olmak. Buna paralel olarak da orta vadede dünyada hareket kontrolün merkezi olma gibi bir hedefimiz var. Özellikle son dönemde denizcilik sektörüne yönelik yoğun projeler üretiyoruz. Çıkarma gemi kapaklarından sel bastı sistemlerine, ambar kapaklarından -bow thruster- sistemine kadar hemen hemen her teknolojik uygulamada var olup sektöre değer katmaya çalışıyoruz.
Geçtiğimiz aylarda teslimatını yaptığımız “Folding Beach Clup” projesi de bunlardan biri. Bu uygulamada deniz taşıtının istenildiği takdirde bir Beach Clup’a dönüşmesine vesile oluyoruz. Hareketli arka kapak sayesinde açılan bu bölüm hem yemek bölümü olarak değerlendiriliyor hem de denize geçiş için bir iskele gibi kullanılabiliyor. Bunu yaparken de geleneksel hidrolik silindir çözümleri yerine hidrolik rotary aktüatör sistemini tercih ettik. Uygulamaya özel tasarım ve imalâtı yapılan rotary aktüatör sayesinde nem, düşük sıcaklık ve korozyon gibi zorlu koşullarda güvenilir, yüksek verimli ve dayanıklı sistemlere ulaşmış olduk. Mekanik yapıda da kompozit bilimini kullanmakla birlikte tüm kapak dizaynını, üretimini ve gemi üzerine montajını uyguladık. Aynı zamanda bu projenin tüm otomasyon kumanda çözümünü klas onaylı olarak anahtar teslimi sunduk ve devreye aldık.Savunma sanayi uygulamaları odaklı geliştirdiğimiz “Hidrolik Rotary Aktüator” teknolojisi konusunda artık seri üretime geçme aşamasındayız. Geçtiğimiz son 1,5 sene içerisinde savunma sanayi de bu ürünümüz yoğun olarak kullanılmaya başladı. Bu sayede yerlileştirme konusunun çok önemli olduğu bu günlerde HKTM olarak sektöre bu vesile ile büyük katkı verdiğimizi düşünüyoruz.
Teknik Servis konusu önem verdiğiniz bir konu anlaşılan. Çünkü bu konuda ayrı bir yapılanma içine girmişsiniz.
Teknik servis konusu üzerine ayrı bir pencereden bakılması gereken ve özel ilgi gerektiren bir konu. Bizde bundan daha önceki yıllarda kendi proje ekibimizle bu konuyu çözmeye çalıştık fakat firmanın iş hacminin büyümesi ile farklı disiplinlerin çatışmasını yaşadık ve dürüst olmak gerekirse müşteri memnuniyetini sağlayamadık. 2014 senesi içerisinde bu konuyu çözümlemek için tamamen özerk bir firma olan HKSM’yi kurduk. Son 8 senedir bu firmamız ile tam bağımsız olarak tüm sektörlerde servis, önleyici bakım ve İoT konularında hizmet veriyoruz.
Ar-Ge konusunda neler yapıyorsunuz?
Firmamızın Ar-Ge merkezi 2018 yılında kurulduktan sonra duraksız şekilde üretmeye yeni ürünler çıkarmaya ve geliştirmeye devam ediyor. Artık yılların deneyimi ile ne üretmemiz gerektiğini biliyoruz. AR-GE merkezimizde devam eden Avrupa birliği projeleri, Tübitak projeleri, 5 üniversite ile yapılan ortak çalışmalar ile her gün çok daha fazla artırmaya başladık. Yıllar önce küçük bir kar topu gibi olan AR-GE çalışmalarımız gün be gün değer üretmeye yani kar tutmaya başladı. Doğru yatırımlarla yüksek teknolojik kar üreterek sektörümüzde çığ gibi geleceğiz. AR-GE bölümüzde daha önce hayata geçirdiğimiz robot projeleri ve güncel olarak TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’de üretilmeyen hareket kontrol ile ilgili projelerimiz devam ediyor. Hidrolik projelendirme, müşterilerimizin taleplerine uygun olarak proje mühendislerimiz tarafından AB standartlarından ödün vermeden yapılıyor. İmalat kapsamında hidrolik sistemler, hidromekanik özel makineler ve kendi üretimimiz hidrolik silindirler ve rotary aktüatörler yer alıyor. Her yıl takriben 300 civarında değişik hidrolik sistemi sanayiye kazandırıyoruz.
Çok geniş bir alanda hizmetler veriyorsunuz. Sertifikasyon konusunda çalışmalarınız neler?
Firmamızın daha verimli hale gelmesi için yalın üretim projesi kapsamında iyileştirilmesi planlanan iş süreçleri; üretim, planlama, pazarlama ve kalite kontrol süreçlerinden oluşmakta ve bu süreçlerde yapılacak olan iyileştirmelerin dolaylı olarak yönetim ve karar destek süreçlerini de dijitalleştirmeye devam ediyoruz. Müşterilerimize verdiğimiz hizmetlerin daha fazla takip edilebilir olmasını sağlamayı hedefliyoruz. Makine teçhizat yatırımlarına devam ederek üretimden satışlarımızın ve yerlileştirilmiş ürünlerimizin, toplam satışlarımızdaki payını artmaya devam ediyoruz.
Üretim ve İlişkili İş Süreçlerindeki Verilerin Siber Güvenlik Alt Yapısının Kurulması bu sistem ile siber güvenlik sistemimizin ISO 27001 sertifikası almasını sağladık. ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Standardı belgesini aldık. Bu sene yeni sektörleri eklemek için hedeflerimiz arasında AS 9100 “Havacılık Uzay ve Savunma Kuruluşları için Kalite Yönetim Sistemi” Savunma Sanayi Yönetim Sistemi belgesini mevcut kalite yönetim belgelerimize eklemektir.
Bizim için, hayaller düşüncelerimizi, düşüncelerde gücümüzü oluşturur. Hayallerimizi gerçekleştirirken paylaşarak büyümek istiyoruz. Hazırı paylaşan değil değer üreten bir firma olmayı hedefliyoruz.
Hareket kontrol teknolojilerinde hidromekanik sistemler, plastik enjeksiyon robotları ve endüstriyel robotlar kullanarak endüstride özel otomasyon projeleri yapan Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi (HKTM), kartezyen robot sistemleri konusunda bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışında 100’den fazla projeyi hayata geçirdi. HKTM, uzmanlık gerektiren projelere imza atılan Ar-Ge merkezinin gücü ile iç pazara ve ihracata yönelik olarak fark yaratan, iddialı ürünlerin imalatını gerçekleştiriyor.
Türkiye’de ve dünyanın değişik bölgelerinde önemli projelere imza atan Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi (HKTM), farklı hareket ve kontrol teknolojileri üzerinde uzmanlaşıp, multidisipliner mühendislik çözümleri ile endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olma hedefiyle üretmeye devam ediyor. HKTM, 73’ü mühendis olmak üzere 160 kişinin çalıştığı hareket kontrol teknolojilerinde hidromekanik sistemler, plastik enjeksiyon robotları ve endüstriyel robotlar kullanarak endüstride özel otomasyon projeleri yapıyor. HKTM’nin 2025 hedefi ise üretim bazında İSO ikinci 500 firma arasına girmek, uzmanlıklarda derinleşerek çevik ve yalın üretim felsefesini hayata geçirmek ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak.
TÜBİTAK desteğiyle Türkiye'de üretilmeyen ürün imal edildi.
Kartezyen robotlar konusunda Avrupa, Afrika ve Amerika kıtalarında partner firmaları oluşturma çalışmalarının devam ettiğini belirten HKTM Saha Operasyonları ve Otomasyon Müdürü Ali Kutlu şu değerlendirmeyi yapıyor: “Firmamızda farklı kapasitelerde lineer kartezyen sistemler uzun süredir imal edilmektedir. Sektör ihtiyaçları ve gelişime açık bir alan olan plastik enjeksiyon sektörüne özel 6-12-25 ve 50 kg kapasiteli 3 ile 6 eksen arasında kartezyen robot ve müşteriye özel gripper dizaynları yapılmaktadır.
Kartezyen robot konusunda yurtdışı ve yurtiçi müşterilerimizle 100’den fazla projeyi tamamladık. Ar-Ge bölümüzde daha önce hayata geçirdiğimiz robot projelerinin yanı sıra, güncel olarak TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’de üretilmeyen servo hidrolik silindir projemizi tamamladık. Şu anda demir çelik fabrikalarında osilasyon sistemlerinde kullanılmaya başladı.”
Ar-Ge merkezinde ihracat odaklı yeni ürünler geliştirilecek.
Ar-Ge merkezlerinin geliştirdiği ürünleri yurtdışı pazarlarına açmak öncelikli hedeflerimiz arasında diyen Ali Kutlu, “Rotary aktüatör konusunda Avrupa ve Asya bölgesinde aktif çalışmalarımız devam ediyor.
0-360 derece aralığında isteğe özel tasarım ve imalatını yaptığımız rotary aktüatörler ile düşük açılarda hidrolik silindir ile verimsiz çözülen projelerden kurtuluyoruz. 500 Nm - 20.000 Nm aralığında standart ürün kataloğu oluşturduğumuz rotary aktüatörler ile endüstriyel, mobil, savunma sanayi ve marin uygulamalarınızda hizmet vermeye başladık” diye belirtti.
Ali Kutlu şöyle konuştu:
“Galataport Gümrüklü Alan Kapak Sistemi projesinde ise ana mühendislik yapısını rotary aktüatörler ile sağladık. Gümrüklü alan terminal operasyonu yeraltına alındı. Gemiler rıhtıma yanaştığında oluşturulması gereken gümrüklü alan her biri 6 metre genişliğinde 3,5 metre yüksekliğindeki 5 ton ağırlıkta olan 172 kapak sistemi, rıhtım boyunca kontrollü şekilde 90 derece kalkarak 1,2 kilometre uzunluğunda bir hareketli duvar oluşturuyor. Kapakların her biri tek tek kontrol edildiği gibi gruplama yapılarak gemi boyutuna göre istenilen alan kapatılabiliyor.”
Savunma sanayi ve marin sektörüne katma değerli ürünler geliştirdi.
HKTM’nin fiziksel alan ihtiyacı ve lojistik yönetimlerinde yazılım tabanlı sistemlerin gelişmesi ile ASRS sistemlerini de büyüttüklerini söyleyen Kutlu, dikey depolama sistemlerinde aynı rafta daha fazla ürünün yerleşmesini sağlayan derin raf sisteminin aktif kullanılması için mekik sistemleri imal ettiklerini kaydetti.
TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’de üretilmeyen hareket kontrol teknolojileri ile ilgili projelerinin devam ettiğini vurgulayan Kutlu, “Ar-Ge birimimiz kurulduğu günden itibaren çok sayıda TÜBİTAK ve Avrupa Birliği projelerine imza attı. Son dönemlerde ise, savunma sanayi ve marin sektörüne katma değerli ürünler geliştirdi.
Geliştirdiğimiz ürünler, IOT ve ERP entegrasyonu özelliklerini barındırmasından ötürü endüstri 4.0 uyumluluğu açısından ciddi önem sağlıyor. Projelerimiz müşterilerimizin taleplerine uygun olarak mühendislerimiz tarafından Avrupa Birliği standartlarında ödün vermeden yapılıyor. Her yıl takriben 300 civarında farklı projeyi sanayiye kazandırıyoruz. Günümüze kadar beş binin üzerinde projeyi hayata geçirmiş bir teknoloji firması olmamızın bilinciyle, her yıl giderek artan sipariş girdileri sayesinde önümüzü 6 aydan daha ileri görecek düzeye ulaşmış olmakla gurur duyuyoruz.” diye konuştu.
"Dış pazarda alüminyum ve demir çelik sektörlerine yoğunluk verdik.”
Pandemi sürecinde, özellikle toplum sağlığı önlemleri çerçevesinde hijyen eksenli çalışma prensibi ile gıda sektörüne yapmış oldukları projelerinin yoğun ilgi gördüğünü dile getiren Ali Kutlu, “Gıda sektörü ile birlikte beyaz eşya sektöründe de yer aldık ve büyük çaplı projeler tamamladık. Özellikle iç pazarda beyaz eşya ve gıda sektörlerine odaklanırken; dış pazarda alüminyum ve demir çelik sektörlerine yoğunluk verdik.
Talaşlı imalat parkurumuzda bulunan makinalarımıza ek olarak, bu sene başında köprü tipi işleme merkezi ve yeni model CNC tezgahları yatırımları ile üretim kapasite ve kabiliyetleri artırılmıştır. Kaynak bölümümüzde ise yapmayı planladığımız robotlu kaynak hücre yatırımları ile kaynak işleminin zamanını azaltmak ve kaynak kalitesini artırmak hedeflenmiştir” dedi. Yurtdışından temin ettikleri ürünlerin teslim tarihi konusunda çok ciddi sorunlar yaşadıklarını belirten Ali Kutlu, bu konuda dışarı bağımlılığı azaltabilmek için yerli firmaların desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.
HKTM ezber bozan çözümler sunuyor.
HKTM A.Ş. Kurumsal Pazarlama ve İş geliştirme Direktörü Ziya Sadıkoğlu, firmalarının denizcilik sektöründeki yolculuğunu ve bu kapsamda geliştirdikleri özel çözümleri MarineDeal News okuyucuları için anlattı.
‘Hedefimiz; hareket kontrol alanında dünya markası olmak.’
HKTM A.Ş. olarak 1998 yılında kurulmuş bir mühendislik firmasıyız. Her gün büyümeye ve gelişmeye devam eden 150 kişilik bir ekibimiz var. Ekibimizde 60 kişilik bir mühendis kadrosu bulunuyor. Hareket kontrol ihtiyacının olduğu hemen hemen tüm sektörlerle iş birliği hâlindeyiz. Üstlendiğimiz ilk projeden bu yana her adımımızı müşterilerimizi dinleyerek, onların alışkanlık ve ihtiyaçlarını ölçerek attık ve atmaya devam ediyoruz.
Hizmet verdiğimiz her sektör için her biri kendi içinde uzman birimlerimiz, mühendislik ve anahtar teslim projeleriyle birbirini tamamlayan hizmetleri sayesinde beklentileri uçtan uca karşılıyor.
Teknolojiyi tasarlamak ve hayata geçirmek de tabii ki işimizin önemli bir parçası. Üniversiteler ve bilim kurumları ile ortak çalışmalar yürüterek gerçekleştirmekte olduğumuz işbirlikçi robot, servo hidrolik silindir, paralel robot, delta robot ve rotary aktüatör gibi yenilikçi ürünlerle her projemizde fark yaratmaya çalışıyoruz.
Tüm AR-GE faaliyetlerimizi özele indirgemek gerekirse “Mekanik Otomasyon & Robotik” ve “Hidromekanik Sistemler” olmak üzere iki ana başlık altında topluyoruz. Bu faaliyetler için alanında uzman 15 kişilik bir ekibimiz var. Yani hem kişi sayısı olarak hem de bütçesel olarak pastanın %10’luk kısmını bu alana ayırdık. Özellikle son dönemde ürettiğimiz ve AR-GE bölümümüzün geliştirdiği ürünleri yurtdışı pazarlarına açmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu hedefimizi gerçekleştirebilmek için oldukça yoğun çalışmalar yürütüyoruz.
Rotary aktüatör konusunda Avrupa ve Asya bölgesinde; kartezyen robotlar konusunda ise Avrupa, Afrika ve Amerika kıtalarında satış temsilcisi firmaları oluşturma yönünde çalışmalarımız var. Mühendislik gerektiren tüm mekanik ve otomasyon süreçlerini endüstrinin farklı sektörlerine uygulamamızın kazandırdığı birikim ile piyasayı makro seviyede takip edebiliyoruz.
Mühendislik anlamında katma değer yaratacak orta ve yüksek teknolojide olan hareket ve kontrol sistemlerini üretmek üzere çalışmalarımızı açık inovasyon süreçlerini de dahil ederek geliştirmeye çalışıyoruz.
“Sektörde Leed Gold yeşil bina sertifikası alan ilk firmayız.”
Dünyanın en yenilikçi teknolojilerini, dünyanın sınırlı kaynaklarına saygı ile üretmek en büyük misyonlarımızdan biri. Bu nedenle üretim alanlarımızda en güncel çevre standartlarına bağlı kalıyor ve bir ürünün ilk aşamasında değerli müşterimize ulaşma sürecine kadar her adımda çevresel etkileri dikkate alıyoruz.
Sürdürülebilir ve yeşil enerji kullanımı da HKTM için vazgeçilmezlerin başında geliyor. Çevre dostu fabrikamızda gerçekleştirdiğimiz yenilikçi uygulamalar, yüksek enerji ve su verimliliği, iç ortam kalitesi, malzeme ve kaynakların etkin kullanımı, çevreci ve sürdürülebilir politikalarıyla, dünyanın en prestijli, tanınırlığı ve kabul edilebilirliği en yüksek yeşil bina sertifikası olan LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) kriterlerini yerine getirerek, bu sertifikayı LEED GOLD seviyesinde almaya hak kazanan sektöründe ilk, Türkiye'deki 14. Fabrikayız.
Özetle hareketin doğasından ilham alarak hareketi kontrol altına almaya çalışmak mottosunu benimsiyoruz. Buna paralel olarak da farklı hareket ve kontrol teknolojileri üzerinde uzmanlaşıp mühendislik çözümleri üreterek, dünyada endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olma hedefiyle üretmeye devam ediyoruz.
‘Yaptığımız işi yeniden tanımladık ve faaliyet alanlarımızı güncelledik.’
HKTM olarak son yıllarda özellikle denizcilik sektörüne çok önem veriyor ve bu konuya oldukça odaklanıyoruz.
Bu odaklanmanın sonucunda ve endüstriyel teknoloji temelli değişimin getirdiği kazanımlar ile bulunduğumuz faaliyet alanıyla alakalı tanımları yeniden ele alma gereği duyduk.
Mevcut durumda “hidrolik sistem tedarikçisi” tanımının yetersiz ve sığ kaldığı gerçeği üzerinden yaptığımız işi yeniden tanımladık. Bu çerçevede 2018 senesinden beri “hktmvizyon2025” hedefleri ve “iyi mühendislik” mottosunun altını dolduracak şekilde konjonktür de çeşitli geliştirmeler yapıyoruz.
Bu geliştirmeler ile kendimizi artık denizcilik sektöründe de dizayndan uygulama aşamasına kadar hidromekanik ve otomasyon yönünden anahtar teslim çözümler sunan bir mühendislik firması olarak görüyoruz.
‘Mega yat ve gemilere özel ürünler geliştiriyoruz’
Özellikle son dönemde denizcilik sektörüne yoğun projeler üretiyoruz. Çıkarma gemi kapaklarından, sel bastı sistemlerine, ambar kapaklarından Bow Thuster sistemine kadar hemen hemen her teknolojik uygulamada var olup sektöre değer katmaya çalışıyoruz.
Geçtiğimiz aylarda teslimatını yaptığımız “Folding Beach Clup” projesi de bunlardan biri. Bu uygulamada deniz taşıtının istenildiği takdirde bir Beach Clup’a dönüşmesine vesile oluyoruz. Hareketli arka kapak sayesinde açılan bu bölüm hem yemek bölümü olarak değerlendiriliyor hem de denize geçiş için bir iskele gibi kullanılabiliyor.
Bunu yaparken de geleneksek hidrolik silindir çözümleri yerine hidrolik rotary aktüatör sistemini tercih ettik.
Uygulamaya özel tasarım ve imalâtı yapılan rotary aktüatör sayesinde nem, düşük sıcaklık ve korozyon gibi zorlu koşullarda güvenilir, yüksek verimli ve dayanıklı sistemlere ulaşmış olduk.
Mekanik yapıda da kompozit bilimini kullanmakla birlikte tüm kapak dizaynını, üretimini ve gemi üzerine montajını uyguladık.
Aynı zamanda bu projenin tüm otomasyon kumanda çözümünü klas onaylı olarak anahtar teslimi sunduk ve devreye aldık.
Ülke ve dünya çapında önemli projelere imza atan Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi (HKTM), farklı hareket ve kontrol teknolojileri üzerinde uzmanlaşıp, multidisipliner mühendislik çözümleri ile dünyada endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olma hedefiyle üretmeye devam ediyor. HTKM’nin 45’i mühendis olmak üzere 106 kişinin çalıştığı hareket kontrol teknolojilerinde hidrolik sistemler, plastik enjeksiyon robotları ve endüstriyel robotlar kullanarak endüstride özel otomasyon projeleri yaptığını söyleyen İlham Çelebi, “Firmamızın mühendislik altyapısı ile uyumlu, kendi alanında uzmanlaşmış partner firmalara çatı firma olarak, büyük projelerde uzmanlıkları birleştiriyoruz. Ar-Ge bölümümüzde daha önce hayata geçirdiğimiz robot projelerinin yanı sıra, güncel olarak TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’de üretilmeyen hareket kontrol ile ilgili projelerimiz devam ediyor. Hidrolik proje ve satış birimlerimizde, ürün satışı ve projelerimizde kullandığımız ürünler, Bosch Rexroth ve kendi imalatımız olan ürünlerden oluşuyor. Bosch Rexroth A.Ş, firmamızın Rexroth kültürü ile büyümesinde belirleyici olmuştur” dedi.
HER YIL 300 FARKLI HİDROLİK SİSTEM
Her yıl yaklaşık 300 farklı hidrolik sistemi sanayiye kazandırdıklarını belirten Çelebi, “İmalat kapsamında hidrolik sistemler, hidromekanik özel makineler ve kendi üretimimiz hidrolik silindirler ve rotary aktüatörler yer alıyor. Plastik enjeksiyon makineleri için yaptığımız Kartezyen robotlarımızla müşterilerimize Avrupa standartlarında ve kalitesinde farklı ebatlarda ve özel ihtiyaçlara göre ürünleri imal ediyoruz” ifadesini kullandı.
AR-GE ÜRÜNLERİNİ YURTDIŞI OFİSLERI ILE YAYGINLAŞTIRACAK
Ar-Ge bölümünde geliştirilen ürünleri yurtdışı pazarlara açmayı hedeflediklerini kaydeden İlham Çelebi, rotary aktüatör konusunda Avrupa ve Asya bölgesinde; Kartezyen robotlar konusunda ise Avrupa, Afrika ve Amerika kıtalarında partner satış firmaları oluşturma çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Galataport Gümrüklü Alan Kapak Sistemi projesinde ana mühendislik yapısını rotary aktüatörler ile sağladıklarını aktaran Çelebi, şunları kaydetti: “Gümrüklü alan terminal operasyonu yeraltına alındı. Gemiler rıhtıma yanaştığında oluşturulması gereken gümrüklü alan her biri 6 metre genişliğinde 3,5 metre yüksekliğindeki 5 ton ağrılıkta olan 172 kapak sistemi, rıhtım boyunca kontrollü şekilde 90 derece kalkarak 1,2 kilometre uzunluğunda bir hareketli duvar oluşturuyor. Kapaklar her biri tek tek kontrol edildiği gibi gruplama yapılarak gemi boyutuna göre istenilen alan kapatılabiliyor. Bu kapak sistemini, mekanik, hidrolik, otomasyon ve montaj ile anahtar teslim proje olarak teslim ediyoruz. Firmamızda farklı kapasitelerde lineer kartezyen sistemler uzun süredir imal edilmektedir. Sektör ihtiyaçları ve gelişime açık bir alan olan plastik enjeksiyon sektörüne özel 6-12-25 ve 50 kg kapasiteli 4 eksen kartezyen robot ve müşteriye özel gripper dizaynları yapılmaktadır. Kartezyen robot konusunda yurtdışı ve yurtiçi müşterilerimizle 50’den fazla projeyi tamamladık.”
Hidropar Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tunç ATIL, Ar-Ge çalışmaları kapsamında plastik enjeksiyon makinalarına çözüm olarak ürettikleri Plastik Enjeksiyon Kartezyen Robotu'nun imalatını geliştirmek ve dünya pazarında yaygınlaştırmak amacıyla yeni makina yatırımlarına başladıklarını söyledi. Dünyada endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olmayı hedefleyen HKTM, Ar-Ge merkezi olmasının verdiği güçle, hareket eden ve kontrol edilmesi gereken tüm sistemlerde teknolojik ürün imalatı ve projeler geliştirerek büyük projelere imza atıyor.
Haberin devamı için tıklayınız.
HKTM AŞ KGF desteğiyle cirosunu yüzde 21 artırdı Hidropar Hareket ve Kontrol Teknoloji Merkezi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Atıl, KGF tarafından KOBİ'lere sağlanan desteğin öneminin artık daha iyi anlaşıldığını vurguluyor.
Haberin detayı için tıklayınız.
Hidropar Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Tunç ATIL, Ar-Ge çalışmaları kapsamında plastik enjeksiyon makinalarına çözüm olarak ürettikleri Plastik Enjeksiyon Kartezyen Robotu imalatını geliştirmek ve dünya pazarında yaygınlaştırmak amacıyla yeni makina yatırımlarına başladıklarını söyledi. Dünyada endüstriyel hareketin kontrol teknolojileri merkezi olmayı hedefleyen HKTM, Ar-Ge merkezi olmasının verdiği güçle, hareket eden ve kontrol eidlmesi gereken tüm sistemlerde teknolojik ürün imalatı ve projeler geliştirerek büyük projelere imza atıyor.
İstanbul Sanayi Odası Enerji Verimliliği ödül töreni geçtiğimiz hafta yapıldı. Kocaeli’nin gururu olan Hidropar Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl düzenlenen ödül töreninde KOBİ Enerji Verimliliği Uygulama Projesi Birincilik ödülüne layık görüldü.
Haberin devamı için tıklayınız.
Makine uygulamaları ve mühendislik, fabrika otomasyonu ve mobil uygulamalar alanlarında hidrolik, elektrikli tahrik ve kontrol ile doğrusal hareket ve montaj teknolojilerinin tasarım, geliştirme, üretim ve satış faaliyetlerini gerçekleştiren HKTM, Ar-Ge merkezi kurdu. Türkiye’nin 854'üncü Ar-Ge merkezi olduklarını ifade eden HKTM Genel Müdür İlham Çelebi, Ar-Ge merkezi faaliyetlerini, şirketin ana faaliyet alanları ile uyumlu olarak sürdüreceklerini söyledi.
Haberin devamı için tıklayınız.
Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan, makine uygulamaları ve mühendislik, fabrika otomasyonu ve mobil uygulamalar alanlarında hidrolik, elektrikli tahrik ve kontrol ile doğrusal hareket ve montaj teknolojilerinin tasarım, geliştirme, üretim ve satış faaliyetlerini gerçekleştiren HKTM, Ar-Ge merkezi kurdu.
HKTM (Hidropar Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi A.Ş.) Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Atıl, yeni dönemde daha karlılık odaklı çalıştıklarını vurgulayarak, Ar-Ge çalışmalarını sürdürdüklerini ve teşvik kapsamında da önümüzdeki 1.5 yıl içinde toplamda 1.5 milyon TL bütçeli bir makine yatırımı yapmayı planladıklarını açıklıyor.
Haberin devamı için tıklayınız.
Bosch Rexroth Ana Bayisi olarak 3 kişilik kadrosuyla kurulan firma, uzun yıllar bu isim altında Elektrikli Tahrik&Kontrolü, Hidrolik, Doğrusal Hareket & Montaj Teknolojileri ve Pnömatik konularında Proje, Satış Ve Satış Sonrası Etkin Servis, Devreye Alma, Anlaşmalı Bakım Ve Eğitim Hizmetleri verdi. 2013 yılına gelindiğinde firmanın adı Hidropar Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi Sanayi ve Ticaret A.Ş.(HKTM) olarak değiştirildi.
Haberin devamı için tıklayınız.
Demir çeliğin dünya ekonomisinde ve de ülke ekonomisinde son derece önemli ve etken bir durumda olduğunu belirtmek istiyorum. Gücün iletilmesinde hidrolik sistemlerin demir çelikte baskın olarak kullanılması nedeni ile HKTM olarak tüm üretim hatlarına hareket sistemleri açısından bakmamıza ve sorgulayıcı yaklaşmamıza olanak sağlamaktadır.
Haberin devamı için tıklayınız.