Dijital Dönüşümün İnsana Dokunur Hali

Dijital Dönüşümün İnsana Dokunur Hali

21. Yüzyılda büyük küçük fark etmeksizin neredeyse bütün şirketlerde en popüler kavramlardan biri haline gelen “Dijital Dönüşüm”, aslında içini doldurması oldukça zor, bütün şirket kültürünü baştan yaratmayı gerektiren uğraştırıcı bir süreç. Bu sürecin yol haritasıyla ilgili belki milyonlarca farklı görüş vardır. Dolayısıyla bir firmanın dijital dönüşümünün süreci farklı yollar ve farklı içeriklerle ilerletilebilir ve başarılı olduğu kadar başarısız birçok örneğinin de olduğunu göz ardı edemeyiz.

Dijital Dönüşüm sürecinde ana amaç, son 50 senede ciddi bir gelişme göstermiş, gün geçtikçe de inanılmaz bir hızla gelişmeye devam eden dijital teknolojileri firmaların iş ve insan gücüne entegre etmektir. İş süreçlerini dijital ortama taşımak, bir işin alınışından tasarımına, üretimine ve teslimine kadar bütün aşamaları veri halinde kaydetmek, iletişimi geliştirerek her türlü ihtiyacın takibini ve kontrol edilebilirliğini sağlamak; hem verimliliği arttırmakta ve zamanı optimum kullanılabilir hale getirmekte, hem de firma bazında incelendiğinde bütün şirket kültüründe köklü bir değişime gidilerek insanın iş gücünü ve emeğini doğru şartlarda kullanabilmesine olanak sağlamaktadır.

Ne var ki, birçok firmanın Dijital Dönüşüm sürecini uygulamaya çalışırken gözden kaçırdıkları çok önemli bir nokta vardır: “Sürecin toplumsal gelişimi ve insanla olan ilişkisi”. Dijital Dönüşüm kavramı, hayatımıza bir anda tepeden inmemiştir. Bilişsel bilimlerin gelişmesi ve internet çağına girilmesi, bilgilerin verileştirilebilir ve somut halde işlenebilir hale getirilmesi, ileri teknolojik araçların toplumun her kesiminde kullanılabilir hale gelmesi, bilginin evrenselliği ve dünyanın her yerinde her kesimden insan tarafından kolayca ulaşılabilir durumda olması, deneysel bilimlerin gelişmesi ve eskiden varsayım olarak sunulan sonuçların artık bilimsel olarak kanıtlanabilir olması gibi gelişmeler, psikolojik ve sosyolojik altyapısı oldukça derinde yatan toplumsal gelişmelerdir. Dijital Dönüşüm süreci de işte bu toplumsal gelişmeler odağında, sosyolojinin teknoloji ile etkileşimi sonucunda hayat bulmuştur.

Bu bilgiler ışında denilebilir ki, Dijital Dönüşüm sürecinin birçok firmada hayal kırıklığı ve başarısızlıkla sonuçlanmasının temel nedeni, doğasına ve yapısına aykırı bir şekilde ilerletilmeye çalışılmasıdır. İnsanın çevre ile olan etkileşimi sonucu ortaya çıkan toplumsal gelişmeler, toplumun yapısının ve doğal olarak da iş yapış biçimlerinin gün geçtikçe hızla değişmesi, çalışan insanın bu süreçteki yeri ve önemi ne yazık ki dijital dönüşüm sürecinde olan birçok firmada ciddiye alınmamaktadır. Bu süreç sadece birtakım teknolojik cihazların satın alınıp makinaların üzerine konulmasıyla, rakamlar veya bilgilerden oluşan veri havuzunun matematiksel yöntemler ile analiz edilmeye çalışılmasıyla başarıya ulaşamamaktadır. Süreç, bunlarla birlikte ancak şirket kültürünü de geliştirmekle, insandan doğan bir kavramı insandan ayırmamakla, iş yerinde toplum özellikleri gösteren çalışanların arasındaki iletişimi ve etkileşimi arttırmakla, sağlam bir organizasyon yapısı oluşturup insana değer vermekle başarıya ulaşabilir.

HKTM olarak vizyon ve amacımız, her bir çalışana, temelde insana değer vererek bu organizasyonu oluşturmaktır. Dijital teknolojileri tabii ki şirketimize günbegün adapte etmekle birlikte, her işin temelini oluşturan insan katkısı ve emeğine gerekli dikkat ve önemi verip, “İnsanı Kullanarak Dijital Dönüşüme ulaşmak yerine İnsana Dokunmak için Dijital Dönüşüm” tutumunu bu süreçte ana amaç olarak alıyor; adımlarımızı bu temelde atmak için planlamamalar yapıyoruz.

Çerez Politikası
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz. Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın:

Devamı