İnsan ve Robot İşbirliği

İnsan ve Robot İşbirliği

Sanılanın aksine endüstriyel robotların üretimde yer almaya başlamaları çok da yeni bir teknolojik gelişme değildir. Belirli bir programa göre çalışan, çeşitli yöntemler ile tahrik gören, dönme hareketleri ve/veya lineer hareketlerin oluşturdukları eksenlerin birleşiminden oluşan bu mekanizmalar ilk defa 1959 yılında Unimation şirketi tarafından tanıtılmış olup, tam iki yıl sonra endüstrideki kayıtlara geçmiş olan ilk görevlerine General Motors fabrikasında iş parçası istifleme ile başlamışlardır.
20. Yüzyılın devamında ise kinematik denince ilk akla gelen bu yapılar gerek mekanik, gerekse yazılımsal olarak hızla geliştirilmiş olup birçok insanın iş tanımını çok daha hassas tolerans değerleriyle, çok daha düşük hata oranlarıyla, kat ve kat hızlı olarak icra etmeye başlamışlardır. 21. Yüzyılda ise endüstriyel robot üreticisi markaların çoğalışı, görev çeşitliliklerinin artışı, fiyatlarının bir önceki yüzyıla göre kısmen düşüşü nice yerli ve global firmaya endüstriyel robot kullanımının fizibilite olarak daha makul gelmesine sebep olup, her geçen yıl binlerce işçinin işten çıkarılmasıyla sonuçlanmıştır. Gösterilen sütun grafiği 2004 – 2018 yılları arasında satılmış olan endüstriyel robot sayısını ifade etmektedir.

Dünya çapında büyük bir popülasyonu rasyonel olarak etkileyen ve kaçınılmaz olarak etkilemeye devam edecek olan bu inovatif değişim, bazı çevrelerce robotlara ve endüstriyel otomasyon sektörüne karşı bir öfke oluşturmuş olup, söz konusu sektöre hizmet eden şirketlere, bu şirketlerde görev alan çalışanlara ve ürettikleri ürünlere karşı, ekonomik kaygıların oluşturduğu endişelerin de etkisiyle beraber nefret olarak tabir edilmeye kadir bir tepki oluşturmuştur.

Peki ya insan işgücü ile endüstriyel robotların sunduğu verimliliğin arasındaki kıyaslamalar sonucu oluşmuş olan rekabet temelli nefret duygusunun aksine, işbirliği ile her açıdan çok daha elverişli ve güvenli bir endüstri oluşturulabilir mi? İşbirliği kelimesinin eşanlamlısı olarak bilinen ve etimolojik kökeni Latince “collaboratio” olan kolaboratif sıfatıyla tanımlanmış robotlar sayesinde bu soru kuşkusuz evet olarak yanıtlanabilir.
Özellikle son beş yıl içerisinde popülaritesi gittikçe artmakta olan “cobot” kısaltması ile çokça tabir edilen kolaboratif robotların, sektör ile hiç ilgisi olmayanların bile tanıdıkları altı eksenli endüstriyel robotlardan farkları nedir? Yük taşıma kapasitesi, eksen sayısı, hareket uzayı, markası ve modeli fark etmeksizin endüstriyel bir robotun herhangi bir görev için devreye alınması ciddi güvenlik önlemleri gerektirmektedir. Birçok prosedür ve standart ile de belirtilmiş olup, asıl amaçlarının insan sağlığının korunması yani iş güvenliğinin sağlanması olan bu önlemlerinin alınmaması, ölüm ve ağır yaralanmalar ile sonuçlanabilecek kazalara sebep verebilmekle beraber yasal olarak da suç sayılmaktadır. Özetle standart endüstriyel robotlar, insanlar ile çalışamaz.  İki adet kaynak robotu ve bir döner tabladan oluşan aşağıdaki örnek ile durumu daha açıklayıcı hale getirebiliriz.
Endüstriyel robotların, çalışma uzaylarının yani ulaşım mesafelerinin çevreleri çitler ile kapatılmak zorunda olup, operatörün bu alana girmesi durumunda acil stop olarak bildiğimiz ve 2000 milisaniyenin altında bir sürede duruşu gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Buna ek olarak operatörün veya herhangi bir bakım personelinin güvenli bir şekilde bölgeye girişinin sağlanması için çitler arasında bulunan kapılar üzerinde operatörün giriş izni istemek için bastığı butonlar ile donatılmış güvenlik kilitli kapı kolları bulunur. Alan tarayıcı, ışık perdesi gibi benzer güvenlik önlemlerini de bunlara ekleyebiliriz.
Kolaboratif robotlarda ise yukarıda bahsettiğimiz güvenlik koşullarının sağlanması gibi bir zorunluluk olmaması ile beraber endüstriyel robot üreticileri zaten kendi almış oldukları önlemler ile bu uluslararası standartları sağlamaktadırlar. Yazımızda şu ana kadar basit bir ayrıntıymış gibi söz edilen standartlar, nice mühendisin ve şirketlerin projelerinde hafifsediği, tasarlanan ürünün üretim etabına geçeceği son periyotta, tabiri caizse aradan çıkartabileceği tipten basit prosedürler değiller. Ana başlıklar halinde işte bazıları:
PL ve SIL: Risk analizi ve iş güvenliği standartları.

ISO/TS 15066: Endüstriyel sistemler için kolaboratif çalışmaya uygunluk standartları.
Söz konusu standartlar listesinden bir örnek madde alıntılayacak olursak:
Robot çalışma yörüngesinde ilerlerken, son ekseninin ucunda taşıdığı takım “tool” hep insanın olduğu bölgeye arkası dönük, 180 derece açı ile girmelidir.
Yerli ve yabancı endüstrilerde, farklı sanayilerde görev alan teknik personelin aşina olduğu robot markaları ve bu markaların sundukları kolaboratif modelleri ele alıp, özelliklerinden bahsedersek; birçoğu kendilerine tanıtılmış olan görevlerden birini yaparken takip ettiği yörüngede bir insan veya sabit nesne ile çarpıştıktan sonra hemen durmakta ve mevcut görevine tekrar onay aldıktan sonra devam etmektedir. Ek olarak bazı üreticilerin sunduğu, el kumandası olarak nitelendirebileceğimiz bir takım ile kullanıcıya bizzat robotu tutarak yörünge öğretme kolaylığı sağlamaktadır. Aynı donanım, ağır bir yük kaldırılması gereken işlemlerde, kullanıcı ile birlikte çalışarak nesneyi beraber kaldırma şansı tanımaktadır. Her ne kadar yazımızın başlığı robot kelimesini içeriyor olsa da kolaboratif sıfatını hak eden tek endüstriyel ürün robot kolları değildir. Günümüzde pek çok marka “AMR” kısaltmasıyla tanınan AGV’ler üretmekte ve bu otonom taşıma araçlarının birçoğu da hem güvenlik hem fonksiyonellik olarak insanlar ile aynı ortamda çalışabilmekte. Genel olarak bir yükün bir yerden başka bir noktaya taşınmasında görev alan bu araçların “Follow Me”, yani beni takip et adlı bir fonksiyonları bulunmakta. Bu fonksiyon yetkili kişi tarafından araçta aktive edildiğinde, kişiyi tanımlamakta, peşinden gelmekte ve bir yükleme indirme işleminde yardımcı olmaktadır. Yabancı menşeli otomobil fabrikalarında rekor sayıda otonom araç insanlarla beraber görev almaktadır.
Sonuç itibariyle, sayısız endüstride çalışan robot olarak tanımlanan bu mekanizmaların sayısı kaçınılmaz olarak gittikçe artacaktır lakin yazımızın başında da bahsedildiği üzere istihdam kaybı kaynaklı endişeler ile tepki göstermek ve kullanımlarını bir dezavantaj olarak görmek yerine durumun avantaja çevrilebileceğini de unutmamak gerekir. Peki ya bu nasıl olacak? Ülkemiz gündeminde sıkça yer alan bir konu olan; özel sektörde çalışan işçilerin çalışma saatleri üzerinden yasadışı olarak sömürülmelerine çare olabilmektedirler. Hatta duruma yasal olarak bakacak olursak, İş kanunu haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğunu, aksi kararlaştırılmadıkça bu sürenin çalışma günlerine eşit olarak dağıtılacağını hükme bağlamaktadır. Buna göre, haftanın altı günü çalışılan bir işyerinde günlük çalışma süresi 7.5 saat olacaktır. Bu çalışma süresini de düşürerek, insan yorgunluğunu hafifletebilirler. Bir robotun dünyada bulunan mevcut ekipman ve takımlar ile yapabileceği kapasitede olan herhangi bir görevin icra edilmesi amacıyla harcanan günlük çalışma süresinin, insan ve robot arasında paylaşımı sonucu çalışanların, dinlenmek, kendileri ve aileleriyle ilgilenmek için ayırabilecekleri daha çok vakitleri olacaktır. Günümüz dünyasının en büyük şikayetlerinden biri bu değil miydi? Ayrıca içlerinden kolaboratif olarak tanımlanan bazılarının bizimle çalışmaya elverişli, bizleri iş kazalarından koruyan bir mesai dostu, yani iş arkadaşı olduğu gerçeğini de unutmamakta fayda var.
Kaynakça
https://www.izmitmetal.com/endustriyel-robotlarin-tarihcesi/
https://www.statista.com/statistics/264084/worldwide-sales-of-industrial-robots/
https://en.wikipedia.org/wiki/Unimation
https://www.iso.org
https://www.tuvsud.com/en-gb/industries/manufacturing/components-and-equipment/sil-and-pl-certification
https://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/isci-ya-da-asgari-ucretli-calisma-saatleri-ve-haftalik-calisma-sureleri-2330886/

Çerez Politikası
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz. Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın:

Devamı